Genel anlamda, ABD vizesi başvurusu Schengen’den farklı işliyor.
ABD’ye turistik sebeplerle gidecekseniz, öncelikle DS 160 adı verilen formu doldurmalısınız. ABD vizesi işlemleri Schengen’den farklı olarak randevu öncesinde elektronik ortamda ilerliyor. Forma şuradan ulaşabilirsiniz: https://ceac.state.gov/genniv/
Formu randevunuzdan en az 3 gün önce doldurmuş ve sisteme kaydetmiş olmalısınız ve cevaplarınız İngilizce olmalı.
Formu doldurmak biraz uzun bir süre alıyor, o yüzden sakin kafayla yapmanızı ve vakit ayırmanızı tavsiye ederim. Ayrıca bir fotoğrafınızı da siteye yüklemenizi bekliyorlar. Doldururken kafanızda soru oluşursa, http://travel.state.gov/content/visas/en/forms/ds-160–online-nonimmigrant-visa-application/frequently-asked-questions.html adresinden yardım alabilirsiniz.
Formu doldurduktan sonra her sayfayı değil ama, konfirmasyon sayfasını çıktı alıp yanınıza almanızı bekliyorlar.
Vize randevusu almak için ise www.usvisa-info.com adresini kullanmalısınız. Buradan “Nonimmigrant Visa Applicant” seçeneğini seçip Türkiye’yi bulup devam etmek istediğiniz dili de seçerek en son sağ üst tarafta bulunan Oturum Aç’a tıklıyorsunuz. Buradan bir hesap oluşturuyorsunuz. Daha sonra size başvuracağınız vize türünü soruyor. Şayet turizm için gidiyorsanız, B2 olacaktır. Ücreti de ödedikten sonra pasaportunuzun hangi PTT şubesine teslim edilmesini istediğinizi ve hangi tarihlerde randevu alacağınızı seçerek işlemleri tamamlıyorsunuz.
Randevu günü yanınızda konfirmasyon sayfasını, pasaportunuzu, 5×5 ölçülerinde fotoğrafı, varsa eski ABD vizelerinin de bulunduğu pasaportlarınızı, öğrenciyseniz transkript ve diğer seyahatinizi destekleyen belgeleri (opsiyonel) yanınızda getirmenizi bekliyorlar. (http://turkish.turkey.usembassy.gov/b1_b2_ist.html)
Bu vizeye ilişkin benim deneyimim şu şekilde olmuştu:
İstanbul’da kışın başvuru yaptım ve uzunca bir süre dışarıda bekletilerek çok üşüdüm. Eğer böyle bir havaya denk geliyorsanız sıkı giyinmelisiniz. Konsolosluğun yeri Sarıyer’de yüksekte kaldığı için bir hayli soğuk, içeri girdiğimde hala titriyordum.
Tavsiyeler:
1- Hiçbir elektronik cihaz götürmeyin, flash bellek dahil. Aksi takdirde bir tanıdığınız yoksa yanınızda, oradaki kafelere emanet etmeniz gerekir ve bunun için para alıyor adamlar.
2- 5×5 dedikleri fotoğraf gerçekten kocaman bir şey, Schengen için çekilen biometrik değil. Karşıda çektirebileceğiniz kafeler var. Adamlar düzeneği kurmuş, yaptıkları ise şu: Dijital makineyle çekiyor ve anında çıktı alıp veriyor. 6 tane basıyor ve 20 tl alıyor. Eğer oraya gidene kadar çektirmediyseniz veya yanlış bir foto çektirdiyseniz içeri girmeden bunlardan birinde çektirin, yoksa içeriden geri döndürüyorlar.
3- Fotoğraf 6 aydan eski olmamalı diyorlar ama oraya gidince 3 ayı geçeni kabul etmediklerine şahit oldum.
4-D-160 formu, evde eksiksiz doldurulup çıktısı alınacak!
5- İtü Ayazağa’dan çıkışta taksiye bindim 11 tl tuttu. Dönüşte emin olamayınca uzağa yürüdüm ama Kaplıcalar Durağı’ndan otobüsler geçiyor, binanın hemen aşağısı oluyor zaten.
Gözlemler:
1- Dediğim gibi, hava kötü olmasa aslında dışarıda bekleyip üşümek dışında zorluğu pek yok. Schengenle karşılaştırınca alması daha bir kolay vize.
2- Schengende 40 çeşit evrak isterler, bazen gel git yaparsınız; yanımda transkript dahil bir çok belge götürdüm, hiçbirine bakılmadı.
3- İçeride çalışan görevliler nazik ve güleryüzlü. Benim deneyimim, ABD aksine, birkaçı dışında AB ülkeleri konsolosluklarında çalışan görevlilerin biraz sert mizaçlı oldukları. Her türlü vize randevusunda özgüvenli davranmak ve tutarlı cevaplar vermek önemli.
4- Schengen’den önemli bir farkı da, görüşme sonunda vizenizin onaylanıp onaylanmadığını anında öğrenebiliyorsunuz. Günlerce bekleyip tatsız bir sürpriz yaşama olasılığınız yok. Şayet, red yiyecekseniz de bunu orada öğrenip pasaportunuzu alıp dönüyorsunuz.
5- Lütfen konsolosluk sınırları içerisinde ABD toprağına geldik muhabbeti yapmayın, hukuken öyle değil çünkü 🙂
Sonuç:
Neden gidiyorsun, kim karşılayacak, baban ne iş yapıyor, kaçıncı sınıfsın sorularından sonra hemen “vizeniz onaylandı” kağıdını aldım. Götürdüğüm evraklara hiç bakılmadı. Schengen’den daha az para ödeyerek 10 senelik bir vize sahibi oldum. Bu vizeyle kalışım 90 günü geçmemek şartıyla ABD’ye istediğimde seyahat edebilirim. Tabi ki şüpheli hallerde her zaman kapıdan döndürme hakları var. Fakat uygulama açısından Schengen’den daha pratik buldum.