Berlin’de size ne kadar yer önersek yine de bitmez. Uçsuz bucaksız bir şehir. Seveni çok seviyor. Hoşlanmayanı ise sevenlere anlam veremiyor.
Berlin’e turist kalırsanız pek bir şey anlamayıp insanların neye bu kadar bayıldığına da anlam veremeyebilirsiniz. Fakat Berlin’i yaşarsanız, o zaman bu şehir sizin de bir parçanızı alıkoyacak, tekrar tekrar gitmeyi dileyeceksiniz. O yüzden vaktiniz ve paranız olduğunca Berlin gezinizi uzun tutup ağır ağır sokaklarını arşınlar, mekanlarına girip çıkarsanız daha çok hakkını verir ve keyif alırsınız… Berlin gezilecek yerler yazımızda keyif alabileceğiniz ve Berlin’i yaşayabileceğiniz yerleri paylaşıyoruz.
Hem kültürel bir şeyler yapayım hem de param cebimde kalsın diyorsanız, bu şehir elbette size bunu da vaadediyor. 7 Ücretsiz Kültürel Mekan’ı şurada bulabilirsiniz.
Alexanderplatz
Berlin‘in en ünlü meydanı burası diyebiliriz. Berlin’in simgesi olan TV kulesi (Fernsehturm) burada bulunuyor. TV kulesi her ne kadar bir alıcı olma göreviyle yapıldığı iddia edilse dahi, Doğu-Batı Berlin ayrıyken aslında Doğu’nun Batı’ya bir güç gösterisi olarak inşa edilmiş. Kulenin tepesine çıkıp Berlin’i en tepeden izlemek mümkün. Kulenin tepesine çıkmanın fiyatları 13 Eurodan başlıyor. Erken ya da geç saatte giderseniz 13 Euro, 203 m yüksekteki bara da giriş yapmak isterseniz 19.50 Euro ve 207 m yükseklikteki restorana gidip ardından bara geçmek isterseniz 17.50 Euro ödemelisiniz. Bilet satışı internette mevcut: https://tv-turm.de/en/tickets-prices/#c468 Alexanderplatz, Berlin gezilecek yerler listenize başlamak için ideal bir meydan.
Bunun haricinde, meydanda dev mağazalar bulunuyor. Özellikle Primark düşük fiyatlarından ötürü en çok ziyaret edileni. C&A, Saturn gibi alışık olduğumuz markaların dev mağazalarını da bulabilirsiniz. Noel zamanı ise buraya bir Weihnachtsmarkt yani Noel pazarı kuruluyor ve sıcak şarap, bretzel, Curry Wurst gibi tatları deneyebiliyorsunuz.
Berlin gezilecek yerler listesinin büyük bir kısmını kapsayan Mitte, Museumsinsel yani Müzeler Adası, Berlin’in en ünlü katedrali Berliner Dom, Humboldt Üniversitesi’ni de içine alıyor. Alışveriş yapılabilecek ve ana aktarma noktası olan Friedrichstrasse ve Brandenburg kapısından Alexanderplatz’a kadar uzanan ana cadde Unter den Linden de Mitte’de. Eğer Berlin’de az vakit geçirecekseniz muhtemelen vaktinizin çoğu burada geçecek. O nedenle burada konaklamak için yer bulmak sizi ciddi bir ulaşım masrafından kurtarabilir.
Mitte’de görülmesi gereken tarihi mekanları ve müzeleri ayrıca değerlendirdiğimiz Berlin Mitte yazısını kesinlikle tavsiye ediyoruz.
Berlin’in Merkezinde, Müzeler Adası!
Museum Island olarak tanımlanan ve Müzeler Adası olarak çevirebileceğimiz yapı, şehrin tam orta merkezine konumlanmış. Üstelik küçük bir adanın ortasına konumlanması ile birlikte adanın da hakimi gibi duruyor. Adaya geçiş yaptığınızda sırasıyla;
- Bode-Museum
- Neues Museum
- Alte Nationalgalerie
- Altes Museum
- Pergamonmuseum
olarak adlandırılan müzeleri gezebilirsiniz. Özelikle müze kartınız varsa, mutlaka hepsine uğrayın.
İnancın Merkezi Berliner Dom
Büyük bir katedral olarak dünya genelinde büyük bir üne sahip olan Berliner Dom, dini yapıları gezmek isteyenler için en çok uğrak noktalardan birisi. Bu bakımdan siz de katedral ya da kiliseleri planınız dahil ettiyseniz Berliner Dom’u es geçmemeniz gerekir. Fakat burada girişlerin yine ücretli olduğu unutulmamalı.
Brandenburg Gate
Brandenburg Kapısı olarak da bilinen bu yer, Berlin’in şehir simgelerinden birisidir. Bu bakımdan ne zaman giderseniz gidin bu bölge her zaman kalabalıktır. Aynı zamanda önemli etkinliklerin de burada yapılması, kapının sürekli canlı kalmasını sağlamaktadır. Bu bakımdan burada bir fotoğraf çekerek geziye başlamanız iyi bir başlangıç olur.
Şehre Reichstag’tan Bakmak!
Şehre genel bir bakış atmak istiyorsanız, Brandenburg Gate sonrasında yakındaki Reichstag’a geçmeniz gerekir. Parlamento binası olmasına rağmen ziyarete açık olan bu bölüm, şehri kuş bakışı görmeniz için ideal noktalardan birisidir. Binanın en üst bölümünde şehrin seyrine dalabileceğiniz bir cam kubbe vardır. Bu kubbeden kısa süreli bir şehri izlemeniz, Berlin ve Almanya’yı size en iyi bir şekilde gösterecektir. Bu bölgeye alternatif ise Reichstagsgebäude Deutscher Bundestag. TV kulesinin yer aldığı bu bölgede, yine şehrin eşsiz manzarasını görebiliriniz. Bu bakımdan kısıtlı zamanınızda bu iki yerden birisini de seçebilirsiniz. Tabi TV kulesine girmek isteyenlerin giriş ücretini de ödemesini hatırlatmak gerekiyor.
Hackescher Markt
Mitte’den biraz geride, Alexanderplatza sadece bir durak ötede bir bölge. Akşam gezinmek için veya kahve içmeye gitmek için iyi bir nokta. Yol üstünde dolaşırken sıradan bir alış veriş caddesi gibi görünecek muhtemelen size. Ancak “Hof” adı verilen avlulara dalmaya başlarsanız o zaman gerçekten burayı keşfetmiş olacaksınız.
Burada göreceğiniz Starbucks’ın yanından daldığınızda Hackescher Hof’a girmiş olacaksınız. İçeride Anne Frank Müzesinin Berlin şubesi, bir sinema ve bar, ayrıca alternatif kolektif sanat merkezi bulunuyor. Şüphesiz en ilginci bu sanat merkezi. Burada tasarımcıların el işleri kartpostallar, afişler gibi özel üretimler satılmakla beraber bir de girişi sadece 1 Euro olan galeri bulunuyor. Galeriye girerken parayı atıp atmadığınızı vicdanınıza bırakmışlar, zira bir güvenlik önlemi yok.
Avlunun duvarları ise tam instagramlık. Zaten onlar da bunun farkında ki buna ilişkin sloganlar bulunuyor.
Warschauer Strasse
Buranın en önemli görülmesi gerekeni East Side Gallery desek yanlış olmaz. O ne derseniz, hani Berlin’e gidip de herkesin öpüşen iki devlet başkanının duvar resmi (Bruderkuss) önünde fotoğraf çekildiği yer var ya, işte orası tam da burası. Yeri gelmişken paylaşalım, aslında fotoğrafın orijinalinde dudaktan dudağa bir öpüşme yok. Gorbatschov ve Erich Honecke yanaktan yanağa öpüşürlerken Regis Bossu adlı bir fotoğrafçı deklanşöre basıp bu samimi anı yakalıyor. Daha sonra Vrubel adlı bir sanatçı bunu açık hava galerisindeki Berlin Duvarına kendi yorumunu katarak dudak dudağa şeklinde boyuyor ve ortaya da bu ünlü simgesel eser çıkıyor.
Caddenin ara sokaklarına saptığınızca özellikle kokteyl çeşitleri tadabileceğiniz çeşitli barlar bulacaksınız. Gecenin ilerleyen saatlerinde ise ünlü gece kulüpleri Watergate’e (Falckensteinstraße 49, 10997 Berlin, Almanya) veya Berghain’daki diğer ünlü gece kulüplerine geçebilirsiniz. Berghain kelimesi aynı zamanda Berlin’de Friedrichshain ile Kreuzberg arasındaki bölgeyi ifade ediyor. Cumadan başlayıp pazartesi sabahına kadar uzanan partiler de tam bu bölgede vuku buluyor.
Berlin gece hayatı yazımızı şuradan okuyabilirsiniz.
Aslında küçük İstanbul. Berlin’e gidip de İngilizce veya Almanca hiçbir yabancı dil bilmeseniz dahi, bu bölgede kalıp tüm ihtiyaçlarınızı karşılayabilirsiniz.
Öyle ki, marketlerde Türkçe varken Almancanın esamesinin okunmadığına tanık olacaksınız. Zamanında bu insanlar duvarın dibine ötelenmişken duvarın yıkılışıyla şehrin göbeğinde kalırlar. Şimdi en popüler yerlerden biri Kreuzberg. Yapılabilecek bir çok alternatif, gidilebilecek de çok Türkiye yemekleri restoranı var.
Potsdamer Platz
Brandenburg kapısından geçip de sağa doğru ilerlerseniz Bundestag yani Parlamento’ya, sola doğru giderseniz de Potsdamer Platz’a ulaşırsınız. Yol üzerinde Yahudi Anıtının içinden geçmenizi de özellikle tavsiye ediyoruz. Holokost’un kurbanlarının anısında çeşitli anıtları yol üzerinde göreceksiniz. Potsdam Meydanı’na ulaştığınızda ise Berlin’den başka bir şehre gelmiş gibi hissedebilirsiniz. Gökdelenler ve post modern yapılarla dolu meydan Berlin’in büyük çoğunluğundaki tarihi havadan büyük ölçüde ayrılıyor. Meydanda bir alış verişmerkezi ile içerisinde Alman Sinema ve Filmler Müzesini (Deutsche Kinomathek) de barındıran Sony Center bulunuyor. Berlin gezilecek yerler arasında mutlaka bulunması gereken bir yerdir Potsdamer Platz.
Sony Center’ın tam ortasında kalan açık hava alanda zaman zaman konser, dans şovu gibi etkinlikler olurken Berlinale zamanında ise dev ekrandan kırmızı halı yayını yapılıyor.
Parklar
İstanbul’un aksine Berlin çok yeşil bir kent. Bir çok park bulunuyor, saymakla bitmez. Size ünlü bir kaçını tanıtabileceğim yalnızca. Berlin gezilecek yerler listenizi tamamlarken hem yeşil alanları keşfetmek, hem de biraz dinlenmek isteyebilirsiniz.
Bir tanesi Tiergarten. Brandenburg kapısının tam arkasında kalan devasa park. Tam ortasında Zafer Anıtı (Siegesaeule) bulunuyor. Bu civarda koşan, spor yapan bir çok kişi göreceksiniz muhtemelen. Parkı bir uçtan bir uca yürümek hayli yorucu, o kadar büyük. Başka bir park, Mauerpark. Yazları genç insanların takılmayı sevdiği bir yer. Wedding ile Prenzlauerberg arasında bulunuyor. Haftasonları bit pazarı kuruluyor. Treptower Park ise başka bir devasa park. İçerisinde mutlaka görülmesi gereken bir Sovyet Anıtı yer alıyor. Son olarak da Kreuzberg’e yakın bir park önerisinde bulunalım: Park Am Gleisdreieck. İsminde de geçtiği gibi park üçgen şeklinde ve ayrıca ödüllü. Ödüllü park mı olur demeyin, zira o kadar iyi planlanmış ki, spor aktiviteleri yapanlar, çocuklar, çiçek bahçeleri gibi bütün ayrıntılar düşünülerek yapılandırılmış.
Potsdam
Potsdam aslında Berlin’in içinde değil. Günü birlik gitmeye uygun, vaktiniz varsa bir gününüzü ayırabileceğiniz 45 dakika mesafede bir ufak şehir. İlçe gibi de düşünülebilir. Berlin’e göre daha sakin. Görülmeye değer sarayları, müzeleri var. Berlin’de ulaşımda geçen C zone’u içine alan biletlerle ücretsiz buraya da gidebiliyorsunuz.
Seyahatiniz sırasında hem güvenli, hem rahat edebileceğiniz hem de Berlin gezilecek yerler arasında ulaşımın kolay olduğu bir konaklama seçeneği her işinizde size avantaj sağlayabilir. Konaklamak için ideal bölgeler Mitte, Kreuzberg ve City West.
Hem hizmet hem de konum açısından önerdiğimiz otellerin başında Generator Berlin Mitte geliyor. The Circus Apartments, Mövenpick Hotel ve Park Plaza Wallstreet Berlin Mitte ise diğer önerilimiz.
Ucuz hostel arayan gezginler ise citystay Hostel Berlin Mitte‘yi tercih edebilir.
Berlin’de konaklama konusunda detaylı bilgi için Berlin’de nerede kalınır? yazımızı ziyaret edebilirsiniz.