Cağaloğlu, bugün Eminönü/Fatih sınırları içerisinde bulunan eski bir İstanbul muhiti. Sultanahmet ve Sirkeci’nin arasında kaldığı için stratejik bir nokta teşkil ediyor. Yıllarca da önemli olaylara tanık olmuş.
Nasıl gidilir?
Anadolu Yakası’ndan gelecekseniz, vapur kullanarak Eminönü iskelesinde inerek dosdoğru Cağaloğlu Yokuşu’na ulaşabilirsiniz. Cağaloğlu Yokuşu çetindir, bilmelisiniz! Bir diğer seçenek ise artık Marmaray. Sirkeci Durağında inince Cağaloğlu çıkışından yokuşun ortasına çıkmış oluyorsunuz. Avrupa Yakasından ise tramvay kullanarak Sultanahmet Durağında inip yürümek mümkün.
Bab-ı Ali
Yüce kapı anlamına gelmektedir. O da Sadrazam kapısı demektir aslında. Sadrazamlar Osmanlı devletinde yönetimde önemli rol oynadılar uzun yüzyıllar. Yıllar sonra bu önem daha azalsa da padişaha yakın bir konumda yaşıyor olmaları gerekmekteydi. Devlet içerisindeki değişiklik ve Topkapı sarayının önemini kaybetmesiyle Babı Ali başka noktaya kaymış oluyor ancak buradaki mevki ise artık gazetecilerin buraya yerleşmeye başlaması ile başka bir anlam kazanıyor. Gazetelerin pek çoğu artık plazalara taşınmış olsa da, bugün Babı ali dendiğinde hala akla gazeteciliğin altın dönemi gelir. Gazetecilerin anılarında çokça bu isim zikredilir. Vilayet binası olan yapı ise Sadaret dairesi olarak kullanılmaktaydı en son.
İstanbul (Erkek) Lisesi
Yokuştan yukarı çıkıp ilk sağdan İran konsolosluğunun ve Gazeteciler Cemiyetinin bulunduğu sokağa girip ilerlediğinizde sağınızda kalacak olan harika yapıdır. Bana sorarsanız, İstanbul’un en güzel binasıdır. Vapurda seyahat ederken, herhangi bir noktadan tarihi yarımadaya bakarken benim alışkanlığım hep gözlerimin bu binayı aramasıdır, zira benim de 5 senemin çatısı altında geçtiği lisemdir. Mimarı İstanbul’da başka estetik binaların da mimarı olan Fransız Vallaury’dir. Bina aslen Duyun-ı Umumiye yani Dış Borçlar binası olarak kullanılmıştır. Bu sebeple içeride hala kasalar bulunur. Bu işlevin tamamlanması ile beraber bina 1933 yılında Numune-i Terakki Mektebine yani İstanbul Lisesi’ne tahsis edilir. O günden bu yana eğitim bu binada devam etmektedir.
Cağaloğlu Anadolu Lisesi
Sultanahmet’e varmadan önce hemen sağda bulunan binadır. Yeni binanın yapımı 1968 yılında yapımı tamamlanmıştır. Eski bina ise 1892 yılında örnek bir eğitim binası olarak tasarlanmıştır. Valide Mektebi adıyla ise okul, 1850 yılında eğitim vermeye başlamıştır.
Milli Eğitim Müdürlüğü Binası
Gazeteciler Cemiyetinin karşı tarafında kalan 147 yıllık bina ne yazık ki yandı. Şu anda gittiğinizde kapkara bir iskelet ile karşılaşıyorsunuz ve hiç bir çalışma yok hayata döndürülmesi için. İnsanın içi cız ediyor geçerken.
Cağaloğlu Hamamı
1741 yılından beri kullanımda olan hamamın fiyatlarından ötürü şu anda daha çok yabancı turiste hitap ettiğini söylemek yanlış olmaz sanıyorum. Gene de hamam, dünyanın ölmeden önce görülmesi gerekenler listesinde bulunduğundan bir defalığına bu keyfe değebilir. 2007’de Guardian tarafından Dünyanın en iyi hamamları listesinde 1. sırada yer almış. Yer olarak, Cağaloğlundan Sultanahmete yürürken Kazım İsmail Gürkan Cad. üzerinde sağda bulunuyor.
Yayınevleri ve Dağıtım Merkezleri
Eğer Cağaloğlu’na geldiyseniz kitap listenizi de yanınızda getirmelisiniz. Bunu konuştuğum çok az insan biliyor ama yayınevinin kendisinden kitapları aldığınızda indirimli alabiliyorsunuz ve Cağaloğlunda pek çoğunun yeri. Ayrıntı Yayınevi Cağaloğlu Yokuşunda, İletişim Yayınları Sultanahmette. Bizim keşfettiğimiz bir yer ise Artı Dağıtımdı. Burası dağıtımcı olduğundan aslında ilk hedefleri perakende satış değil. Fakat gelenleri de geri çevirmiyorlar ve iyi de indirimle gönderiyorlar. Hemen hemen her yayını bulabiliyorsunuz, özellikle YKY ve Can gibi. Yalnız nakit kabul ediyorlar. Toplu almak daha avantajlı. Cağaloğlu Hamamını geçip ilk sağa sapınca sağda altta kalan bir depo, kapıda tabela var. Açık adres: Çatalçeşme Sok. Çatalçeşme Han No:25 D:2, Fatih/İstanbul – Avrupa
2. Mahmud Türbesi
Cağaoğlunun bittiği, Sultanahmete çıkıldığı noktada bulunuyor. Bahçesinde ise Türkocağı Çay Bahçesi hizmet veriyor. Ayrıca bahçenin bir kısmında başka mezarlar da bulunuyor, ki biri ise Ziya Gökalp’e ait.
İstanbul’u yeniden keşfetmeye hazır mısınız? İstanbul gezilecek yerler yazımız ile şehrin tüm noktaları hakkında bilgi sahibi olun!