Orta Avrupa denildiğinde oldukça geniş bir coğrafya ifade edilirken dünya genelinde her yıl milyonlarca turist bölgedeki görülmeye değer yerleri ziyaret etmektedir.
Orta Avrupa’da bulunan başkentler ve özellikle Avrupa‘nın tarihinden gelen farklı bir mistik havası kişileri etkilediği gibi kültürel değerlere verilen önem sayesinde geçmişten günümüze kadar pek çok önemli yapı ve eser gelebilmeyi başarmış durumdadır. Bu durum kuşkusuz Avrupa’nın, en cazip merkezlerden biri haline gelmesini sağlarken bu konuda en çok Orta Avrupa ön plana çıkmaktadır.
Orta Avrupa’da yer alan pek çok farklı şehir kişilerin belli bir bölgede kalmasını engellediği gibi genel olarak tüm şehirlerin gezildiği ve uzun süreli turlar tercih edilmektedir. Bu açıdan özellikle yaz aylarında bölgede düzenlenen turlar büyük bir ilgi görmektedir. Bu bölgelere yapılan turlar ile birlikte kişilerin farklı coğrafyalarda gezmesi, farklı kültürler ile tanışması, yemek kültürlerini öğrenmesi ve geçmişten günümüze kadar gelmeyi başaran çeşitli eserleri incelemesine imkan sağlamaktadır.
Orta Avrupa Hangi Ülkeleri Kapsar?
Orta Avrupa: Almanya, Polonya, Macaristan, Çek Cumhuriyet, Avusturya, Slovenya, İsviçre ve Slovakya’yı kapsar. Avrupa’nın merkezini oluşturan bir bölgedir.
Prag, Budapeşte ve Viyana Turu
Orta Avrupa denildiğinde kuşkusuz akla ilk gelen merkezler Prag, Budapeşte ve Viyana olmaktadır. Bölgelerin coğrafi olarak birbirine yakın olması turların bu üç şehir üzerine kurulmasını sağlar. Özellikle kültürel yaşamı ile birlikte ön plana çıkmayı başaran bu bölgelerde şatolar ve önemli yapılar tarihin tüm ihtişamını gözler önüne sermektedir. Bu yüzden tek tek şehirlere gitmek yerine tur tercihi yapmak isteyen kişiler için en iyi Orta Avrupa turu Prag, Budapeşte ve Viyana olmaktadır.
Tarihin en önemli merkezlerinden birisi olan Prag’ta ortaçağın tüm güzelliklerinin hissedebilirsiniz. Bu bakımdan her yıl şehir büyük bir ilgi görmektedir. Etkileyici yapıtları, romantik havası ve eğlenceli hayatı ile Prag, çoğu gezginin favori şehirlerinden. Karl Köprüsü, Astronomik Saat Kulesi, Aziz Vitus Katedrali, Old Town ve Tyn Kilisesi mutlaka görülmeli.
Orta Avrupa’da Prag ile yarışacak durumdaki diğer bir şehir ise Budapeşte’dir. Sokakları ile ünlenen bu şehirde özellikle akşam gezintileri oldukça meşhurdur. Bölgenin ünü o kadar çok yayılmıştır ki Orta Avrupa’nın Paris’i olarak tanımlanır. Ucuz olması ve eğlence hayatının muhteşem oluşu Budapeşte’yi kesinlikle gezilmesi gereken yerlerden biri yapıyor. Budapeşte Parlamento Binası, Aziz Stefan Katedrali, Chain Köprüsü ve Buda Kalesi şehrin sembolü görevini üstlenen yapıtlar.
Avrupa’nın en önemli kültür sanat şehirlerinden olan Viyana, Avusturya’nın en büyük ve en gelişmiş kentlerinden birisidir. Bu durum özellikle şehrin başkent olarak seçilmesi ile birlikte daha da önem kazanmıştır. Bölgeye yapılan yatırımlar ile birlikte son dönemlerde iyi bir atılım içerisinde bulunan Viyana’da tarihi değerlerin çok iyi bir şekilde korunması bölgeye yapılan ziyaretlerde ortaçağa tanıklık edilmesini sağlar. Dünya sanatına katkı veren birçok sanatçının Avusturyalı olması ve operaya olan ilgiyi çok net hissedebileceğiniz bir şehir Viyana.
Salzburg – Avusturya
Alp Dağları’nın çok yakınında bulunan Salzburg bu bakımdan doğayı seven kişilerin çok etkilendiği şehirlerin başında gelmektedir. Havası, yeşili ve aynı zamanda etkileyici kent dokusu ile Salzburg, Orta Avrupa’nın mutlaka görülmesi gereken şehirleri arasındadır. Trenle Viyana’dan ulaşım sağlayabileceğiniz bu şehri kışın gezmenizi tavsiye ediyoruz.
Bratislava – Slovakya
Budapeşte, Viyana gibi şehirlerin arasında kalmış, değeri bilinmeyen bir şehir Bratislava. Slovakya’nın başkenti olsa da oldukça küçük. Orta Avrupa’da gezerken bir gününüzü buraya ayırabilirsiniz.
Dresden – Almanya
2. Dünya Savaşının sonlarına doğru bombalanan Dresden, neredeyse dümdüz edilmiş. Hiçbir şey kalmadığını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz, o yıllardan günümüze kalan birçok eser hala ihtişamını koruyor. Şehri çevreleyen Elbe Nehri ayrı bir hava katarken, modern ve tarihi yapıtların bir arada oluşu mutlaka görülmeli.
Cesky Krumlov – Çek Cumhuriyeti
Çek Cumhuriyeti’nde gezilecek şehirler arasında ikinci sırada olan Cesky Krumlov, aslında biraz Prag’ın gölgesinde kalan bir şehir. Harika binalara, bahçelere ve bir kaleye sahip olan Cesky Krumlov’u gezmek için bir gününüzü ayırmanı yeterli. UNESCO Dünya Kültürel Mirası listesinde yer bulan bu şirin şehrin kalesi sizi çok etkileyecek. Hem de Prag’dan sadece 180 km uzaklıkta.
Almanya’nın başkenti Berlin, uçsuz bucaksız bir şehir. Berlin’e turist kalırsanız pek bir şey anlamayıp insanların neye bu kadar bayıldığına da anlam veremeyebilirsiniz. Fakat Berlin’i yaşarsanız, o zaman bu şehir sizin de bir parçanızı alıkoyacak, tekrar tekrar gitmeyi dileyeceksiniz. O yüzden vaktiniz ve paranız olduğunca Berlin gezinizi uzun tutup ağır ağır sokaklarını arşınlar, mekanlarına girip çıkarsanız daha çok hakkını verir ve keyif alırsınız…
Heidelberg – Almanya
Almanya’da yeşillerin içinde, tepelerin arasına kurulmuş harika bir şehir var! Heidelberg, hareketli sokakları ve doğayla iç içe yaşamıyla ziyaretçilerini büyülüyor. Şehir her ne kadar üniversite yaşamıyla bilinse de birçok güzelliği de barındırıyor. Tarihteki savaşlardan etkilenmemeyi başaran nadir şehirlerden. Ayrıca romantikliğiyle de öne çıkar.
Polonya’nın en büyük ikinci şehri Krakow tüm Avrupa genelinde mutlaka görülmesi gereken bir şehir. En eski şehir merkezlerinden birine sahip. Etkileyici yapıtlarının yanı sıra tarihe kara leke olarak geçmiş katliamın yapıldığı Auschwitz Nazi Kampı da bu şehirde yer almaktadır. Gezilecek yerlerin fazla olmasının yanı sıra eğlence hayatı da durmayan hem de çok ucuz bir şehirdir Krakow.
Bled – Slovenya
Sadece Bled Gölü’nü görmek için bile gidilebilecek bir şehir. Slovenya’nın kuzeyinde, Avusturya’nın sınırında yer alan bu şehir müthiş doğa güzelliklerini bize sunuyor. Bled Gölü’nün ortasında bulunan adanın fotoğraflarını mutlaka görmüşsünüzdür. Doğa severler ve huzura ihtiyaç duyanlar için Bled mutlaka gezilmesi gereken bir yer.
Gdansk – Polonya
Kuzey Polonya’nın en büyük şehri olan Gdansk, Baltik Denizi’nin kıyısında. Renkli binaları, samimi ortamı ve sahilleriyle sevilen bu şehir ayrıca harika bir meydana sahip. Gezilmesi gereken birçok kilisenin yanı sıra diğer yapıtlar da bulunuyor. Çok ucuz olan Gdansk’ı mutlaka rotanıza eklemelisiniz.
Vaduz – Lihtenştayn
Liechtenstein’in başkenti Vaduz, çok küçük bir şehir olmasına rağmen harika bir atmosfere sahip. İlgi çekici bir kalesi mevcuttur. Şehrin tamamını neredeyse yarım günde gezebilirsiniz. Şehir çok fazla İsviçre’nin etkisinde kalmış, bunu ziyaret ettiğinizde daha iyi anlayabilirsiniz. Küçük olmasına rağmen kendinizi çok iyi hissedebileceğiniz bu şehri de Orta Avrupa seyahatiniz sırasında görebilirsiniz.
Friedrichshafen – Almanya
Doğa sevenler, buraya! Alp Dağlarının ve Konstanz Gölünün muhteşem görüntülerinin arasına kurulan Friedrichshafen, Almanya’nın güneyinde bulunuyor. Havacılık alanında çok önemli bir yere sahip bu şehirde göl kenarında huzurlu vakit geçirirken, Alp Dağlarının muazzam görüntüsünü eşsiz bir atmosfer eşliğinde izleyebilirsiniz.